21 Kasım 2010 Pazar

kağıt kaleme karşılık, Sen

Aldım kağıdı kalemi, yine sınavlar öncesi ya, dedim yazayım bişeyler. Yazamasam da ekonomiye devam ederim dedim. Birden aklıma geldi kendi kendime yazıyorum da noluyor! Hadi bağırayım burda bas bas bi duyan olur belki. Hııı ne yazacaktım peki? En son ne yazdım ki? 5 yıldır kendime gelemiyorum. İstediğim şeyler dışında herşeyi yaptım ama bravo bana! İş ,aşk, okul, aile, dostlar herşey çok güzel de sen? Salkım silkin!

Veee en son kızına mektup mu yazmıştın yıllar önce, puff salakça çocukluk aklı! Hangi kız 15 yaşında kızına mektup yazar ki 15 yaşına geldiğinde okusun diye? Evet ortada çocuk yokken! Neyse canım iyi oldu kutuları attığın o da eskilerle birlikte çöplüğe gitti. Burda itiraf ettin yine de:) Çok boş oldu bu ya. Neyse başlangıç böyle olsun bakalım.

Kağıda kaleme ihtiyaç yok gibi ya son zamanlarda -ya da benim işimden dolayı mı öyle geliyor bana- bu işin biraz ilham kısmını yontuyor bence. Ya da kendini daktilo başında hayal etmen gerek havaya gir Salkım!

Yok bugün herhangi birşeyden bahsetmeyeceğim. Kağıt kalemin bendeki yeri ayrı, en son oyunum -ki kendisi aynı zamanda ilkim de oluyor- hala bi defterde saklı. İşte bu benim! Yavaş yavaş anlatacağım kendimi , öğrendiklerimi, meraklarımı, bildiklerimi falan filan. Rahatım! fiuuf zor kısım cesaretti bence! O zaman "The Hitchhiker's Guide to the Galaxy" (Otostopçunun Galaksi Rehberi) 'nde olduğu gibi "DON'T PANIC" ile girişimi yapayım!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder