25 Aralık 2010 Cumartesi

Sen o değildin ve ben gittim

Yordun beni, ben de gittim. Gidemem "sandın". İlk gidişim değildi bu ama farklıydı. Geri donmedim.

Doneceğimi "sandıgın" için umrunda değildim. Pişman olan ben olmalıyım "sandın", yanıldın. Hiç üzülmedim ben, senleyken yeterince üzülmüstüm zaten. Senleyken ağladım ben arkandan değil. Mutlu çift gördüğümde ağladım, doğum günümde beni azarladıgında ağladım, arkadaslarının yanında bana kızdıgında agladım. Ben ağlarken bana küfrettiğinde ağladım. Arkandan değil!

Giderken "s*tir git" dediğin için ağlamadım belki. Kanatana kadar dilimi ısırdım da ağlamadım! Sen kendini haklı "sandın" her zamanki gibi 10 gün sonra döndürürüm dedin. Dönmedim. Her yolu denedin sen, geri dönmem için; tehdit ettin, bagırdın, küfrettin; hala bilmiyorsun dedim. Sonra ağladın, yalvardın, pişmanım dedin; sana inanmıyorum dedim. Sonra kızdın bağırdın yine küfrettin; bak içindeki adi yaratık duruyor ondan gözyasına inanmadım dedim. Sonra sustun. Bi an ağlayacaktım... Hep kötü anlarımızı hatırladım ben. O sürecte seni affetmememin tek yolu buydu. Hep kendime anlattım bana yaptıklarını. Beni önemsemeyişini, saygısız hallerini, küfürlerini... Sevgililer gününde aldıgım kazagı begenmeyisini, kendi kendime yuzuk alıp anneme o aldı deyişimi, bana vurdugun gunu, otelde yalnız bırakıp gittiğini, beraber uyudugumuzda bana sarılmayısını, seni öptüğümde öffleyişini.... Hep hatırlattım kendime!

Susman geçti, geldin, büyümüştün biraz anlamıştın belki de. Affet dedin! Evlen benimle dedin! Ben gittim... Bu gidişimde ağladım işte. Keşkelerim geldi aklıma, bir yenisi eklendi. "şunu duymak için canımı verirdim,keşke senleyken anlasaydın değerimi". Seni "o" "sandım" , sanmıştım. Ondan gidemem "sanmıştın" sen de... Sen o değildin ve ben gittim...

Simdi sadece güzel şeyleri hatırlıyorum senle ilgili, içimde hiç bir kırgınlık hiç bir his yok. Hep iyi dileklerim var, çektirdiklerine rağmen. Seni ben büyüttüm, ilk gözağrımsın... Hep mutlu ol, ama benden uzakta...

16 Aralık 2010 Perşembe

Küçüktüm

Kimseyi sevememiştim daha, öpmemiştim. Israrla sevdiğini söylerken sevgi ne bilememiştim. Çocuktum işte olmaz dedim sana ben, bi gün geldi oldu. Denedik, güldün. Buluştuk, güldün. Öpemedim, güldün. Çocuktum ben.. Günler geçtikçe ben seni sevmeyi öğrendim, sen yelkeninin iplerini çözerken, baktım kıyıda yoksun, duydum rüzgar varmış, uyandım yoksun!

Sadece ben anlamamıştım senin gideceğini, söylemişlerdi konduramamıştım. Başkasından başkasıyla olduğunu duymak acıttı, geçti sonra. Konuşmadan görüşmeden yıllar geçti de ilk yaşanandın sen, böylesini nasıl unutayım? Bi gün geldi karşıma çıktın hadi bin yelkenime dedin, adım attım, cesaret edemedim; sen fırtınada kayboldun suçu bana attın! Yanaştın kıyıya hadi atla dedin; adım attım, geri döndüm; sen dalgalarda kayboldun yine suçlu bendim!

Senin yanaşamadığın limanın olduğum için değerliydim. Ondan attın kendini dalgalara fırtınaya! Hiç vicdan azabı çekmedim! Ben sana güvenip ilk yelken indirdiğimde, denize itip arkasını dönen sendin...

Ben büyüdüm, sen kayboldun, anılar kaldı...

15 Aralık 2010 Çarşamba

Açın kapıları!

geleceğim az kaldı yazıyorum yazacağım daha.

Sadece kendimi şu sıralar bu evlendirme programlarına kaptırdım. İnsanlar çıldırmış olmalı, psikolog olarak gitmek istiyorum dinlemek yakından görmek bazen..

Aslında aklımdaki hayali dünyamda çok kez düşündüm akıl hastanesine girip o hayatı incelemeyi o hayatı onlarla yaşamayı, orada yazmayı. Ama onlarlayken onlar gibi olmayı...Elimde kağıt kalemle değil, konuşmalarım bu şekilde değil. Kimse benim ben olduğumu bilmeyecek, bana farklı davranılmayacak... Sadece onlarla onlar gibi birkac ay yaşayacağım hepsini zihnimde tutup yazacağım.

Kısmet!

6 Aralık 2010 Pazartesi

Modunu Sen Seç!

Mode1: Depresif/Negatif

Sevgili Salkım,

Niye kimse beni takmıyor? Twitter da sesimi duyan yok, burda takip eden bakan yok. Sevgilim ötede uzakta, arkadaşlarıma ayıracak zamanım yok işten güçten, bi de grip oldum. Hayallerim uzak, umutsuzum. Ne yapmalıyım?

Sevgiler...Salkım

Mode 2: Asi/Ergen gibi
Kahretsin kimse anlamıyor beni! Annem vırvır başımın etini yiyor! Sevgilime yetmiyorum! İşten güçten hiçbir şeye zaman ayıramıyorum! Herşeyden herkesten nefret ediyorum!

Mode 3: Pozitif
İşten başımı kaldıramıyorum şükür, bu krizde hiç söylenmeyeceğim. Sevgilim uzakta ama iyiyiz hep konuşuyoruz, hiç yalnız bırakmıyor beni, özlüyoruz ama olur o kadar. Anneciğimin dertlerini dinlemek ve çözüm üretmek çok eğlenceli menepoza 5 kala...Eminim yakında beni de bir anlayak çıkacak şükür amin inşallah..

Mode 4: Relax
İşe gittim ama yetiştiremediğim bi ton şey var peh hiç umrumda değil bi ben miyim yapmayan! Yorgunum zaten uzattım ayaklarımı kulaklarımı da tıkadım anama sevgilime. Biraz kafa dinleyim uyurum yeaaa. Du şu dostuma mesaj atayım da bi ara buluşuruz.

Mode 5: Romantik
Bu rüzgarlı günde işe gitmek yorucu üstelik içimi buruyor sensiz hayat zor be sevgilim, sen orada ben burada... Annem bile seni sorar oldu, anlattığı menopoz hikayeleri bana seni hatırlattı. Dostlarımla görüşemez oldum aklımda bir sen. Allah belanı versin nerdesin?!

Du ben bunun devamını getiririm Salkımkuş!:)

5 Aralık 2010 Pazar

Karamsarım

Uçup gidesim var,toz olayım ya da yalnızlığım yalnız kalsın. Her ne kadar sevmesem de karamsar kapkapa insanları , düsünceleri öyle bir haldeyim bu günlerde, pozitif olamıyorum. Hayatı siyah beyaz yaşamak, anılarda kalmak, fotograflara bakıp aglamak, bir fimde hatta bir reklamda bile iç çekmek, en kıro şarkılarda dertlenmek niye...?


Depresif kız tripleri ıyk! Kendine git Salkım! Kendine gel değil kendine git! Renksiz değilsin ki! Dul kadın ayakları nerden çıktı? Yalnızım ama yalnız bile değilim... Uyanıyorum tamam. Baykuş yok, gri yok hayatımda...

4 Aralık 2010 Cumartesi

Kadın Olmak

Güzel bir video izledim. En son yazdığımla biraz ilişkilendirdim. Arayı uzatmadan paylaşayım: http://www.youtube.com/watch?v=Rq6Nsu9B7Yk Hoş olmuş. Saygılar...

1 Aralık 2010 Çarşamba

Salkimin elestiri gunu...

Efem bugün aşk demeyeceğim! Dostlukmuş kızlarmış bunları da geçtim. Bugün size bir gerçekten bahsedeyim hayatımızın içinden! 

Bidiğiniz gibi modern demek çağa uygun, çağdaş demektir. Bu aynen TDK sözlüğü karşılığı. Çağ ne demek peki, şuan yaşadığımız zaman dilimi. Zaman ilerledikçe yaşananlar, haklar, olaylar tabii ki değişiyor.Örneğin, Cahiliye Dönemi'nde ki İslamdan önceki Arap devri olarak geçiyor, kız çocukları diri diri gömülüyor imiş. Irk ve cinsiyet ayrımının tavan olduğu dönemlermiş 1900lü yıllara kadar. İnsan hakları eşitlik falan bi şekilde yırttık diyoruz şimdi. Aslında sadece biz beynimizde eşitiz haklıyız. Biz ve bizim gibi düşünen 3 5 kişi. Demek ki modern cagda yasamiyoruz.

Haberlerde okumuşsunuzdur; adamın biri rüyasında kızını ve karısını çıplak gördüğü için cinnet geçirmiş, hamile kızını ve karısını katletmiş. Bu olay normal mi? Haber 1 kez yazıldı, yayınlandı. Sonra? Noldu bu adama bilmek istiyorum! Sadece bilmek değil bildirmek istiyorum! Adamı eğitip cezasını öyle çekmesini istiyorum. Çünkü bu haliyle çekse cezasını bi daha olsa bi daha yaparım diyecek. Bilinçsizlik geri kafalılık değil bu resmen gerizekalılık!

Kadınlara değer verilmiyor arkadaşım! Kız onu yapmaz oğlan yapar aferin, oğlan bunu yapmaz kız yapar aferin. Kim köle kim sahip? Herkesin tabii ki belli temel görevleri var default verilmiş, cam silinecekse adam silmez. Tamam bayan eli yatkındır yemeğe el işine buna sözümüz yok, aynı şekilde kadın da inşaatta kum taşımaz. Bedensel ve yeteneksel olay değil demek istiyorum kısacası. Kız kısmı gece dışarı çıkmaz. Niye? Başına bişey gelebilirmiş,kaçırılabilir,tecavüz edilebilir. E eylemi gerçekleştirme olasılığı olanlar erkek kız niye çıkmasın?? 

Onu bunu bilmem bence erkek kısmı gece çıkmaz! Çünkü bunlardan her bok beklenir! Onlar otursunlar biz de kızlarla gezelim tozalım:)

Ha gel gelelim asıl söylemek istediğime, yine haberlerden duymuşsunuzdur Başbakan Erdoğan geçenlerde konuşmuş mu yine ne şair Necip Fazıl Kısakürek'in bi sözünü eklemiş konuşmasına : Başörtüsüz kadın perdesiz eve benzer , perdesiz evse ya satılıktır ya kiralık. Deliren sadece Salkım mı diye merak edip biraz araştırıyorum, bikaç kişi daha var ohh iyi bari diyorum, yoksa kendimden şüphe duyacağım. Zira bu sözden sonra alkışlayan başı açık beyni kapalı kadınlarımız var, evet yanıbaşımızda yaşıyorlar... 

Hadi Necip Amca eskilerde kalmış dönem farklı diyorum, delirmiş diyorum, düşüncesi bu yöndeymiş rahmetli arkasından konuşmayayım diyorum da sen, TC Başbakan'ı namını yıllardır taşıyan adam, gafların yüzünden haber okumak, konuşma tarzın yüzünden haber dinlemek, tipin imajın yüzünden haber izlemek istemez olduk! Ama bravo be adama buna ragmen nasıl bir aşk varsa ona karşı, açık bir bayan bile bu sözü alkışlıyor! 

Ulan erkeksen düpedüz söyle be! Ne demek istediğin ortada! Satılık ne demek kiralık ne demek! Açıkça orospu desene hadi! 

Cok konustum nereden nereye geldim! Su sozlerle bitirmek istiyorum...

turk milleti gariptir
her lafi kaldirmaz
ibne dersin kizar da
sikersin aldirmaz
                          Neyzen Tevfik

28 Kasım 2010 Pazar

Dünya neden benim etrafımda dönüyor?

O kadar çok şey var ki şuan yazmak istediğim...TE'den mi bahsetsem, KU'dan mı ya da neyden bilemedim. Sadece sırayla yazmak gerek. O zaman bu blog başlığını nerden aldı oradan başlayalım. Dünya neden benim etrafımda dönüyor?

Salkım daha Salkım Söğüt bilmeden önce her gördüğünü aşk sanarmış,aşık oldum dermiş. Şansına mı yoksa lanetinden mi bilinmez bi bağlanırmış, başlarda karşısındakini de bağlayarak, hiç olmayacak adamla bile uzun sürermiş bunun ilişkisi. Sabrından mı aşkından mı kimse bilmez.1 yıl olmuş 1000yıl adama göre. Aldatılmış çok kez, bi kez en yakın arkadaşı almış aşk dediği adamı elinden, bi kez adamın eski sevgilisi. Bu safsalkım hiç düşünmeden yine denemiş onlarla da başkalarıyla da.

Bir yaz her gün başkasıyla gezerken aşık olmayacağım demiş. 1 hafta geçmeden adamın biri gelmiş, evet demiş, 2 haftada evlilik hayalini açıklayınca hop adam soluğu başka kadının yanında almış. Salkım bunu adamı aradıgında telefondaki kadından öğrenmiş, iyi demiş gitmiş o da eski sevgilisine. 1 gün onda 1 gün bunda mutluyken arayış içten devam ediyormuş aslında.

Bir gece KU'yu tanımış. Demiş ki KU "Bu kız bana aşık!". Böyle düşününce SalkımSalak aşık olmuş. Başlamışlar 1 gün 1 hafta 1 ay Salkım bağlanmış yine. KU da ümit vermiş çok, hiç sevmedim kimseyi bu kadar demiş. 3 ay olmuş Salkımın fedakarlıklarıyla görüşmeler devam etmiş. Adam ayağına çağırır işini görür yollarmış. Deli yağmur olan bi günde Salkım geri adım atmış gelmiyorum diyerek: Beni görmek istiyorsa o gelsin demiş. KU demiş inat etme gel! Konuşmalar sertleşince Salkım "Bu şekilde konuşmaya devam edersen beni sevmediğini düşünmeye başlayacağım" demiş.

Cevap: "Bunu aylar öncesi düşünmeye başlamalıydın!"

Asıl devamı değiştirmiş Salkımın hayatını: "Sen kendini özel mi zannediyorsun! Özel olan benim. Bu ilişkide benim istediğim olur. Senicokseviyorum sana özel mi zannettin yanılmışsın güzelim."

Sonuç: Salkım bi damla gözyaşı dökmemiş. Özel olan benim demiş! Bu dünya benim etrafımda dönüyor! Bunla güçlenmiş kalkmış almış eline bıçağını canını acıtanın, canını acıtmaya başlamış! Er ya da geç!...

27 Kasım 2010 Cumartesi

ikililer vol.1

Güüünaydın Salkım Saçak! Öğlen oldu daha yeni uyanıyorsun. Bugün ne yazsam derken aklına http://lokwi.com/item/1299 bu sitede gördüğün resim mi geliyor? Yoksa bunun sebebi senin sinirlerini bozan o aptalı rüyanda görmek mi? Evet , A benim en yakın arkadaşımdı , ben herşeyi anlatırken ne kadar iyi bir dinleyici derdim. Oysa bana ve hayata güvenmediğinden, çıkar ilişkilerine sahip olduğundan dostluğumuzun biteceğinden emin olduğu için sadece dinlermiş. Anlatmaz hiçbir şeyini! Kendine güveni olmadığı için sana güvenmez. Dinler ama, bakalım ne zaman dibe gireceksin de bana muhtaç olacaksın diye. Sen mutluyken o mutsuzdur. Mutsuz olduğun anlarda yanında olma hoşuna gider! Derken kıskanır seni, hayatın onunkinden iyiyse, çekemez. Hani bu resimde güzel kız + güzel kız = düşman yazıyor ya, o büyük bir hata. 2 güzel kız birbirini kıskanmaz. Güzelliklerinden dolayı kendilerine özgüvenleri vardır. Belki arada kim daha güzel diye düşünüp ufak da olsa fesatlanır ama düşman olmazlar! Asıl 1 güzel 1 çirkindir düşman! Çirkin olan sevmez güzeli, onun aşklarını  dinlemek mutsuz eder bunu, hele de zeki ve çirkinse o zaman korkmalısın! Ne zaman ne yapacağını bilemezsin. Sen sürekli onu iyileştirmeye çalışırsın motive edersin sosyal hayata katmaya çalışırsın ama o bunu aşağılanma olarak anlayabilir. Sonra bigün çıkan içini kusar: sen 5yıl önce bunu dedin şunu yaptın diye. Ne ikiyüzlülüğü kalır ne kıskançlığın. Sonra düşünürsün kendi kendine bu kadar mı adiyim be diye! Kendinden şüphe duyma! Hayatta değeri az olan bi insana hakettiğinden fazla kıymet verdiysen bunu sen hakettin demektir! Artık o, senin verdiğin değerde yükselirken, sen onun esas değerine doğru düşersin...

25 Kasım 2010 Perşembe

Duyguları görmek

Dün yazdım öp öp ama öpemeden bitirmişim yazımı! o halde süper bir site öneriyorum size. http://fuckyeahkissing.tumblr.com/ Sitede onlarca insanın en saf en icten duygusunu gösteren fotograflar var.  Anladıgım kadarıyla isterseniz siz de yükleyebiliyorsunuz.Ben duyguyu görüyorum aşkı görüyorum bunlarda, ama hissedemem o karedeki sevdiğim değilse, ben değilsem.

Mutlu bir çiftseniz, etraftaki diger mutlu ciftler sana tatlı gelir;aynı biz dersin, mutlulugu paylasabilirsin. Eğer iliskiniz sallantıdaysa, kıskanırsın! "Baaak elin adamı nasıl sarılıyor kıza? Baaak bilmemkim Bey naaaapmış karısına" Hayatın "baaaaak!!" ünlemiyle geçer, aslında bakmak , görmek istemediğin için. Sen baktıkça canın acır, istersin ki buna sebep olan odun da hissetsin o acıyı. Ama hissetmez kiii! Sen istediğin kadar bagır agla iyi ol kötü ol bi kez "relationshit" durumunu gördüyseniz, bitmistir. Dönüş ya resetle mumkundur -ki gidiyorum bak demek ise yaramaz gittim diyeceksin, o olay sonlanacak, sonra deger kazanacaksın, buyur al için kaldırıyorsa tepe tepe kullan! Gel gelelim orta halli çiftlere: Bunlar görmezler, umursamazlar, bıkkın sıkkın hayat içinde ehh iste sevdigim yanımda derler,sevgileri sadece alıskanlık olmustur bu yuzden idare ederler hep!...

Hepsini gördüm duydum hissettim...ama yaşamak çok ayrı!

24 Kasım 2010 Çarşamba

öp öp öp:)

Hoppa sınav bitmiş iş güç yolunda derken yorgunluktan geberdim! Sonra gecenin bi vakti eve gelince birden Tarkan'ın öp'ü duyunca gül gül gül gül duramadım:) Süper şarkı o ayrı, gülme sebebim ben sözlerini anlayamazken süper tatlı dostum N'in 1 aylık turkcesiyle ve kendine güveniyle bu sarkıyı söylemesi yankılandı birden!
Ayt bazen diyorum ne sanslıyım, bazen de hep mi sanssızlık bulur beni... Al iste sosyete kızı N evleniyormus. Sen otur Salkım. Çirkin misin? İşsiz misin? Okumadın mı? Bi terslik olmalı dimi? Bi ton sevgilin olmadı mı? Hepsiyle hayal kurmadın mı? Hatta suan da asıksın? So what? Bekleeee..
Neyi bekliyorsam! Hadi zaman çabuk geç!
Dol dol dol dol sonra patla askım dediğin adama.Sonra özür dilesin o, sanki o bekletmek istiyor da seni. Kurmayacagım bundan sonra hayal de, yine kur icten ice baglan. Neyse canım de elbet bigun olacak hem acelen ne daha yasın ne? Yine de rahatlatmıyor bazen bunlar. Ya çok karmasık oldu anlatamadım ki. Eh TV acık anne baba basımda vırvırvır.
Baslıktan koptum gittim ne diyecektim?....

21 Kasım 2010 Pazar

kağıt kaleme karşılık, Sen

Aldım kağıdı kalemi, yine sınavlar öncesi ya, dedim yazayım bişeyler. Yazamasam da ekonomiye devam ederim dedim. Birden aklıma geldi kendi kendime yazıyorum da noluyor! Hadi bağırayım burda bas bas bi duyan olur belki. Hııı ne yazacaktım peki? En son ne yazdım ki? 5 yıldır kendime gelemiyorum. İstediğim şeyler dışında herşeyi yaptım ama bravo bana! İş ,aşk, okul, aile, dostlar herşey çok güzel de sen? Salkım silkin!

Veee en son kızına mektup mu yazmıştın yıllar önce, puff salakça çocukluk aklı! Hangi kız 15 yaşında kızına mektup yazar ki 15 yaşına geldiğinde okusun diye? Evet ortada çocuk yokken! Neyse canım iyi oldu kutuları attığın o da eskilerle birlikte çöplüğe gitti. Burda itiraf ettin yine de:) Çok boş oldu bu ya. Neyse başlangıç böyle olsun bakalım.

Kağıda kaleme ihtiyaç yok gibi ya son zamanlarda -ya da benim işimden dolayı mı öyle geliyor bana- bu işin biraz ilham kısmını yontuyor bence. Ya da kendini daktilo başında hayal etmen gerek havaya gir Salkım!

Yok bugün herhangi birşeyden bahsetmeyeceğim. Kağıt kalemin bendeki yeri ayrı, en son oyunum -ki kendisi aynı zamanda ilkim de oluyor- hala bi defterde saklı. İşte bu benim! Yavaş yavaş anlatacağım kendimi , öğrendiklerimi, meraklarımı, bildiklerimi falan filan. Rahatım! fiuuf zor kısım cesaretti bence! O zaman "The Hitchhiker's Guide to the Galaxy" (Otostopçunun Galaksi Rehberi) 'nde olduğu gibi "DON'T PANIC" ile girişimi yapayım!